http://geceyibeyazlatannur.blogspot.com.tr/

7 Ekim 2015 Çarşamba

HOCAMI BULDUM AKLIMI BIRAKTIM

AKIL,  KENDİSİNDEN DAHA AKILLI KİŞİYİ BULDUĞUNDA, SAKLANIR..

 http://www.hastanerandevu.gov.tr/Randevu/


http://birmilyondostumuzolsun.blogspot.com.tr/2014/12/hocami-buldum-aklimi-biraktim.html 



22 09 2011

HOCAMI BULDUM. AKLIMI BIRAKTIM.

HOCAMI BULDUM. AKLIMI BIRAKTIM. |  görsel 1


Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Evliya bir zata, (Zeynel Âbidin hazretleri, “Bir talebe, hocasının karşısında,
kor ateşin üstünde, kıyamete kadar hiç kıpırdamadan, saygıyla, edebini muhafaza
ederek otursa, yine de onun hakkını ödeyemez” buyuruyor. Bunun hikmeti nedir?)
diye sorarlar. O zat buyurur ki:

Peygamber efendimiz, (Ümmeti arasında Peygamber neyse, talebenin
arasında mürşidi de odur)buyuruyor.

Bu mübarek zatlar öğretmeseydi, biz asırlar sonra Ehl-i sünnet itikadını
nereden bilecektik? Nereden Ehl-i beyti ve mezhep imamlarımızı tanıyacaktık?

Ben namaz kılardım, ama din, Peygamber nedir, Ehl-i sünnet nedir, mezhep
imamı nedir, hiç bilmezdim. İman nasıl korunur, küfre düşmemek için ne yapılır,
bilmiyordum. Hattâ niye namaz kıldığımı da bilmiyordum. Babamla beraber camiye
gider, namazı kılar çıkardım. Ne zaman mübarek hocamı tanıdım, hepsini onların
sohbetinde öğrendim. İmam-ı Rabbani hazretlerinden Mektubat’ı okudular. Büyükleri
tanıttılar. Allahü teâlânın emir buyurduğu şekilde iman ettim. Çünkü Rabbimizin razı
olduğu iman, imandır. Yoksa herkesin kendi arzu ettiği şekilde inanmak iman değildir.
Kur’an-ı kerimde, (Ey iman edenler, Allah’a ve Resulüne iman ediniz!)
buyuruluyor. (Bir Ehl-i sünnet âlimine veya onun kitaplarına tâbi olun ve
imanınızı tazeleyin! Doğru iman sahibi olun! Emir ve yasakları doğru öğrenin!
Emirleri yapıp, yasaklardan sakının!) demektir.

Bize dinimizi öğretti

Biz, ümmeti olarak, Peygamber efendimizin hakkını ödeyemeyiz. Çünkü
bizdeki iman dâhil, her nimetin asıl sebebi, asıl vesilesi Peygamber efendimizdir.
Peygamber efendimizi bize tanıtan da mübarek hocamızdır. Ona kavuşturanları
yani Onun kıymetli vârisleri Silsile-i aliyye büyüklerini tanıttı ve sevdirdi.
Dinimizi öğretti. Doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü, hakkı bâtılı öğretti. Şimdi, bütün
bu nimetlere kavuşmamıza sebep olan hocamızın hakkını nasıl ödeyebiliriz?

Ateş, düştüğü yeri yakar. Yani bunu ancak, hocası vesilesiyle kavuştuğu
nimetleri bilen, hocasının onu ne felaketlerden kurtardığını bilen anlar.

AKIL,  KENDİSİNDEN DAHA AKILLI KİŞİYİ BULDUĞUNDA, SAKLANIR..

HOCAMI BULDUM. AKLIMI BIRAKTIM.
hastane_randevu.jpeg
22 09 2011

HOCAMI BULDUM. AKLIMI BIRAKTIM.

HOCAMI BULDUM. AKLIMI BIRAKTIM. |  görsel 1
HOCAMI BULDUM. AKLIMI BIRAKTIM. |  görsel 2


Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Evliya bir zata, (Zeynel Âbidin hazretleri, “Bir talebe, hocasının karşısında,
kor ateşin üstünde, kıyamete kadar hiç kıpırdamadan, saygıyla, edebini muhafaza
ederek otursa, yine de onun hakkını ödeyemez” buyuruyor. Bunun hikmeti nedir?)
diye sorarlar. O zat buyurur ki:

Peygamber efendimiz, (Ümmeti arasında Peygamber neyse, talebenin
arasında mürşidi de odur)buyuruyor.

Bu mübarek zatlar öğretmeseydi, biz asırlar sonra Ehl-i sünnet itikadını
nereden bilecektik? Nereden Ehl-i beyti ve mezhep imamlarımızı tanıyacaktık?

Ben namaz kılardım, ama din, Peygamber nedir, Ehl-i sünnet nedir, mezhep
imamı nedir, hiç bilmezdim. İman nasıl korunur, küfre düşmemek için ne yapılır,
bilmiyordum. Hattâ niye namaz kıldığımı da bilmiyordum. Babamla beraber camiye
gider, namazı kılar çıkardım. Ne zaman mübarek hocamı tanıdım, hepsini onların
sohbetinde öğrendim. İmam-ı Rabbani hazretlerinden Mektubat’ı okudular. Büyükleri
tanıttılar. Allahü teâlânın emir buyurduğu şekilde iman ettim. Çünkü Rabbimizin razı
olduğu iman, imandır. Yoksa herkesin kendi arzu ettiği şekilde inanmak iman değildir.
Kur’an-ı kerimde, (Ey iman edenler, Allah’a ve Resulüne iman ediniz!)
buyuruluyor. (Bir Ehl-i sünnet âlimine veya onun kitaplarına tâbi olun ve
imanınızı tazeleyin! Doğru iman sahibi olun! Emir ve yasakları doğru öğrenin!
Emirleri yapıp, yasaklardan sakının!) demektir.

Bize dinimizi öğretti

Biz, ümmeti olarak, Peygamber efendimizin hakkını ödeyemeyiz. Çünkü
bizdeki iman dâhil, her nimetin asıl sebebi, asıl vesilesi Peygamber efendimizdir.
Peygamber efendimizi bize tanıtan da mübarek hocamızdır. Ona kavuşturanları
yani Onun kıymetli vârisleri Silsile-i aliyye büyüklerini tanıttı ve sevdirdi.
Dinimizi öğretti. Doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü, hakkı bâtılı öğretti. Şimdi, bütün
bu nimetlere kavuşmamıza sebep olan hocamızın hakkını nasıl ödeyebiliriz?

Ateş, düştüğü yeri yakar. Yani bunu ancak, hocası vesilesiyle kavuştuğu
nimetleri bilen, hocasının onu ne felaketlerden kurtardığını bilen anlar.

35
0
0
Yorum Yaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder