18 NİSAN 2015 CUMARTESİ
BİLENLER VE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?
Bu Sayfalar Siz dostlarla yaptığımız paylaşımlarla, barış dolu günlere yelken açan bir gemi olacaktır. Hem ülkemiz insanlarına hem de tüm dünya insanlarına sevginin gücünü beraberce tanıtacağız.
Sevgili Türkiye
Devleti Sevdalıları, büyük bir davayı sırtlandım gidiyorum. Aslında
tökezliyorum. Sizlerin yardımınıza çok ihtiyaç hissediyorum. Ülkemiz bilge
insan yetiştirmek için, yöntem geliştirmelidir. Haydi hep beraber halledelim
dediğimiz dava, bilge insanlara göredir. Öyleyse ta ! ilkokuldan itibaren ileri
zekalı çocuklarımızı bulup yetiştirmeliyiz. Onlar böyle karmaşık durumlarda,
önümüze geçip karanlıkları aydınlatmalıdırlar. Şimdi pansuman tedbir olarak, bu
yazıyı okuyan, duyan bilge Türk Vatandaşlarına ihtiyacımız var.
Onlar duygu ve
düşüncelerini bu sayfalarda paylaşsınlar. Bize yol göstersinler.
SİZE BİR NASRETTİN HOCA FIKRASI ANLATMAK İSTEDİM.
BU FIKRA NE DEMEK İSTEDİ?
YORUMLARINIZI BEKLERİM, EFENDİM.
BİLENLER BİLMEYENLERE
ANLATSIN
Nasreddin hoca bir
gün Akşehir’de camide vaaz vermek için kürsüye çıkıp:
“-Ey cemaat bugün
size ne söyleyeceğimi biliyor musunuz.” Diye sormuş. Camideki topluluk:
“-Bilmeyiz”
demişler.bunun üzerine hoca:
“-Siz bilmeyince
bensize ne söyliyeyim.”diyerek kürsüden inmiş ve camide kendisini dinlemeye
hazırlanan topluluğu yüz üstü bırakarak cübbesini giydigi gibi camiyi terk
etmiş. Hoca ertesi günü yine vaaz etmek için aynı kürsüye çıkmış. Bu sefer yine
topluluğa aynı soruyu sormuş. Camiideki topluluk bu sefer hocayı kaçırmamak
için:
“-biliriz” cevabını vermişler.
Hoca bu seferde onlara:
“-Mademki
biliyorsunuz o halde benim söylememe ne lüzum var” demiş ve yine topluluğa
küserek, cübbesini giydigi gibi camiyi terk etmiş. Ertesi gün camideki topluluk
hocayı vaazdan kaçırmamak için kimisi “biliriz,” kimisi de “bilmeyiz” demeyi
kararlaştırmışlar.
Hoca ertesi gün vaaz
etmek için kürsüye çıktığında topluluğa yine aynı soruyu sormuş. Bazıları “biliriz”
bazıları da “bilmeyiz” diye karşılık vermişler. Bu sefer hoca büyük bir
ciddiyetle topluluğa dönerek onlara:
-Ne âla öyleyse bilenleriniz
bilmeyenlerinize öğretsin cevabını vererek yine kürsüden inmiş ve cübbesini
giyerek camiyi terk etmiş.
Bilge insan,
olayları kendini geliştirme fırsatına dönüştürür. Hiçbir şeyi önemsiz diye
atlamaz. Bu şekildeki bakışı ile bulunduğu ortama yüksek bilinç getirir. Onun
bulunduğu ortam çok yüksek ışık veren bir ampulle aydınlatılmış gibidir.
Aydınlanmış ortamda bulunan bütün insanlar da aydınlanmış olur. Bu yönü ile
bilge, iş olsun diye değil, kendisine ve diğer insanlara faydalı olan bilgileri
taşır.
Bilgeliğe yönelmiş
bir kişi her düşünce ve eylemi iyi yanından ele alır. O evrendeki mükemmelliği
fark etmiştir. Bu bilinçle evreni daha da iyileştirmeye çalışır. Öncelikle iyi
bir insan olmanın yollarını arar.
Bilge insanların
gördüğünü bizler de görebiliriz. Bu aklı paylaşmakla elde edilir. O zaman bir
takım ruhu ile hareket edilecektir. Sevgiyle, dostlukla barış dolu günlere
beraberce kavuşacağız.
Aman benim
bildiğimden ne olacak ki? Demeyin. Katılın bu sayfalara hem de derinlemesine
girin ta kalblerimizin, tık tık atan seslerine.. İşte o zaman paylaşılan
bilgiler değer bulacak. Öfkeler, düşmanlıklar bitecektir. Sizin katılımınızla
herşey çok daha güzel olacaktır.
İnsanların birbirini
sevmesi herşeyi çözecektir. Bir insanı sevmekle başlayacak herşey. Bu davayı
anlatacak adamlar aranıyor.
Anadolu insanı, ANA
dolu. Analar artık gözyaşı dökmeyecek. O sevgi dolu gözlerde olsa olsa, sevinç
gözyaşları göreceğiz.
Yukarıdaki sevinci, seslendirebilmek için karşınızdayım. Tam 66
yaşımdayım. Bu davayı anlatmaya ömrüm yetmeyebilir. Fakat bu dava Bayrağını
devralacak yiğitleri görür, gibiyim.
Oradasınız değil mi?
Cesur ve dava sahibi, bilge insanlar. Sizler okumuş kişilersiniz. Ardınızdan,
sizin gibiler de gelecektir. Yeter ki sevgi dolu olsun yürekleriniz. Sevginin
olmadığı yerde, bilgelik olmaz.
İnsanlarımızın hemen
anlayamayacağı şeyleri anlamak ve onlara anlatmak istiyorum. Bir meydan da
toplanıyorlar. Böylece iktidarı devireceğiz diyorlar. Ülkemiz de Demokrasi var.
İktidar partisinin karşısında, güçlü bir parti oluşturulabilir se ancak o
zaman, başımızdaki hükümet gider.
Sevgi dolu, dostça
konuşan bir muhalefet lideri, yakın gelecekteki seçimleri silip süpürecektir. Ak
Parti lideri dışında böyle insanlar çok var. Onları bulun. Onların etrafında
kenetlenin. O takdirde herşey daha güzel olacaktır.
Ülkemize Demokrasi 19 Mayıs
1919 da Samsun’dan geldi.
Bir asırdanberi, Cumhuriyetimiz
var. Biz ilim adamı olarak ileri bir ülkeyiz. Bilgelerin gösterdiği yolda huzur
içinde ilerliyoruz.
Meydanlarda kanunsuz toplanmalar olmamalıdır. İzinsiz
toplantılar sonunda: terör ve anarşi olur. Ülkemiz idarecileri, bu kaos
ortamında çözüm sürecini yürütemez. Allahu Teala korusun. Düşmanlarımız yine
bizi birbirimize düşürürler.
Bilgelikle bu
badireden sağ salim çıkacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder