http://geceyibeyazlatannur.blogspot.com.tr/

29 Eylül 2015 Salı

DOSTUMUZ OLSUN. FAKAT DÜŞMANIMIZ OLMASIN HA!

SİZLERE BU SAYFALARDA, SEVGİ VE DOSTLUĞUN ÖN PLANDA TUTULDUĞU MAKALELER, YAZACAĞIM. YAZILARIM, KAYNAK GÖSTERİLEREK YAYINLANABİLİR.. BİR MİLYON DOSTUMUZ OLSUN... SEVGİLİ DOSTLAR BU SAYFALARDA SİZLERLE SOHBET ETMEK İSTİYORUM. SIRADAN BİR İNSANIM. HER DÜŞÜNCEYE AÇIK BU SAYFALAR. BİR MİLYONDAN FAZLA SEVENİMİZ, DOSTLARIMIZ OLSUN DEDİK. YUKARIDAKİ DİLEK, ANCAK SİZİN VERECEĞİNİZ DESTEK İLE GERÇEK OLACAK. DESTEK OLAMASANIZ BİLE KÖSTEK OLMAYIN. BU YAZILARA YORUM YAZIN. BU SAYFAYI BEĞENİN. ŞİMDİDEN TÜM DOSTLARA TEŞEKKÜRLER. Kendimi bildim bileli birgün köyüme dönmeyi hayal ettim. Evlendiğimde İstanbul'da idim. Baktım hanımım da benim gibi düşünüyor. Bu hayali hep besledim.
 Emekli olacağım. 
O zamana kadar kızım da evlenmiş olacak. 
Biz ikimiz köyümüzde kendimize ait tıpkı yukarıdaki resimdekine benzer bir evde yaşayacağız. 
Kitapçılardan aldığım eserlerin her yaşa her kültüre hitap etmesini tercih ederdim.
 Çünkü evimizin birinci katı bir kütüphane olacaktı.
 Oranın kapısı sabah erkenden açılacak gelen köy sakinleri bir yandan çay ve kahve içerken bir yandan da kitap okuyacaktı.
Kütüphanenin ışıklandırılmasını özenle yaptıracaktık.
 Hiçbir okuyucu kitap okurken rahatsız olmayacaktı.
Önce ihtiyarlık yıllarımızda maddi destek olsun diyerek, bir yapı kooperatifine girdik. 
 Çok şükür 1985 yılında evimiz bize teslim edildi. Sıra köydeki hayal ettiğimiz evimizdeydi.
 Onuniçin de hiç endişelenmedik.
 Bu ara bizden sonra yapı kooperatifine giren
akraba ve dostlarımıza parasal yardım yaptık.
Ev yapan kim olursa olsun başkasından borç alarak yardımlarımızı esirgemedik. 
Hele hanımım "ALLAHU TEALA ONDAN RAZI OLSUN" babam ev yaptıracağım dediğinde bütün takılarını hatta kendi babasının ona ileride lazım olur diye verdiği bilezikleri de dahil hepsini babama verdi.
 Bu cömertliğimizin güvencesi nereden geliyordu? 
Emekli olacağımız zaman bize ödenecek kıdem tazminatı vardı. İşte o paraya güvenerek, hiçbir tasarruf yapmadık. 
Hayellerimizi hayalde bırakan o müthiş kararlar olmasaydı, herşey çok güzel olacaktı.
5 nisan 1994 kararları sonunda TÜRKİYE büyük bir krize girdi. 
Parası ve malı olanların çok kazandığı, fakir halkın işçi, memur ve emeklinin çok kaybettiği bir dönem başladı. O dönemin başbakanı şimdi siyaset dışında. 
Başbakan yardımcısı ise, yeni bir hamle ile BELEDİYE BAŞKANI olmak için sandıktan onay bekledi. Fakat seçilemedi. Bu millet unutmaz.
İşte sevgili dostlar o yıl bütün ülkede işçi çıkarmalar oldu. Sadece bizim çalıştığımız fabrikadan 2625 kişi çıkarıldı. Tazminatımı verdiler.
 6 aylık vizite kağıdımı da imzalayıp verdiler.
 insan 50 yaşından sonra hastalıklara düçar oluyor. 
48 yaşımda işsiz kaldım. eğer 4 yıl daha bekleseydi bu kriz o zaman bireysel olarak etkilenmiyecektim. Çünkü o sırada emekiliği hak etmiş arkadaşlarım, kendilerine bir ev daha aldılar. 
Emekli maaşları da bağlandı. Ufak tefek yaptığı işlerle de aile bütçelerine katkı sağladılar.
 Hatta bir akrabam köyümüze hem ev yaptırdı. Hem de verimli bir yerden zeytin bahçesi aldı. Şimdi kendisi zenginler sınıfında.
Ben ise kalan 4 yıl içinde kıdem tazminatını yedim. 
Çünkü kızım üniversiteye devam ediyordu. Emekli olabilmem için aylık primlerimin isteğe bağlı sigortaya ödenmesi gerekiyordu.
 Unutulmamalı ki İSTANBUL'da yaşamak pahalıdır. 
Hemen köyüme dönebilseydim. Elimdeki birikimle yine de ev alabilirdim.
Olmadı sevgili dostlar... Geçti gitti ömrüm hayellerimle...
Şimdi benim yaşadığım travmaya aday yeni vatandaşlarımız var.
 Onlar yapılacak seçimlerde sandıkta cevap vereceklerdir. Ben de onlara destek vereceğim. 
Bir arkadaşımın dediği gibi sosyal demokratlar fakiri-fukarayı düşünür.
 Diğerleri oy almak için düşünür görünür.
Burada hemen belirtmeliyim. Sosyal demokrat parti TÜRKİYE'de var. İsmini siz de biliyorsunuz. Ben o partiye yıllardır oy veriyorum. İnşaallah bu seçimde kendini gösterir..
  KISA BİR DÖNEM ÖĞRETMENLİK YAPTIM. SONRA BİR FABRİKA DA TAM 21 SENE ARALIKSIZ ÇALIŞTIM.BU ŞİRKET ÜMRANİYE'DE İSMİ İSE NETAŞ, ESKİ DOSTLARIMI BULUVERİRİM UMUDUYLA BLOGCU DA YAZI YAZMAYA BAŞLADIM. İNSANLARI SEVİYORUM. ONLARLA İYİLİKLERİ GÜZELLİKLERİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM. İNSANLARA YARDIM ETMEK İSTİYORUM.ONLARIN BLOGCUDAKİ YAZI VE YORUMLARINI OKUYUP FAYDALANMAK İSTİYORUM. ÇEVREME BÖLGEME ÜLKEME YARDIM ETMEK İSTİYORUM. HANGİ ETNİK KÖKENDEN HANGİ İNANIŞTAN OLURSA OLSUN. ONLARLA İYİLİKLERİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM. İSTANBUL SEVGİSİ
 Ben İstanbul sevdasıyla yandım,tutuşdum. Bu şehire geldiğim gün aşık oldum. 
Şairin dediği gibi bir kıymetsiz taşına bir ülke verseler değişmem diye bir sevgi bu.
 İstanbul'da evlendim. 
İstanbul'da para kazandım. 
Bir evim oldu. Çocuğum, torunum oldu.
 Ben İstanbul dışına gidersem gurbetteyim. 
Hatta şöyle diyebiliriz.
."BEN GURBETTE DEĞİLİM: GURBET BENİMLE::: "
Gurbet.. Nasıl bir şeydir ki olmadık anlar onu hatırlatır. Sevgiyle gülen yüz sararır. Mutlulukla bakan göz, hüzünle yaşlanır. BİR ACIKLI ŞARKIDIR: 'Ah şu gurbet...' Neler hatırlatmaz ki onu.. Bir yol... Eskimiş bir eşya... Yaşlı bir sima... Sararmış bir çiçek... Omuzlarda uçuşan bir yaprak...
Kulakta uğuldayan bir rüzgar.Kış günü yağan yağmur.

BU SİZE SAYGIMDAN DOLAYI YAZDIĞIM BİR YAZIDIR.
 HAYIRLI SABAHLAR SEVGİLİ DOSTLAR.
 "SÖZ VARDIR KESER BAŞI, SÖZ VARDIR YEDİRİR AĞULU AŞI "

 SÖZ GÜMÜŞ SE, SÜKUT ALTINDIR

Zannetmeyin gücüm bitti YORGUNUM! Zannetmeyin SUSKUNUM; Zannetmeyin artık YOKUM; Fırtınalar öncesi hep böyle DURGUNUM..! Bugün bir dergide güzel bir makale okudum. Sizinle paylaşmak istedim. Bir memlekette alim bir kişi varmış. Masal bu ya bu alim hiiiç konuşmazmış. Fakat öyle çok ziyaret edeni ve misafiri varmış ki, gelenler beraberinde getirdikleri yiyeceklerini, bu hindi gibi düşünen alimin önünde paylaşırlar. Zaman zaman alime de biraz yiyecek verirlermiş. Bu eşsiz güzel insan da yine tek laf etmeden bu enfes yiyecekleri midesine indirirmiş. Konuşmuyor diye üzülenler varmış tabii.. kendisi de konuşmadığına çok hayıflanıyormuş. Neyse ki gelen ziyaretçilerin içinde var olan vaizler bu boşluğu dolduruyorlarmış. Her konuda bilgi sahibi olan bu ziyaretçileri dinledikçe, alimin de iştahı kabarmış. Artık konuşmalıyım. Susmakla bir şeyler anlattım mı? Öyleyse konuşarak bu insanlara faydalı olayım, diye düşünmüş.  Sesinin var gücüyle konuşmuş. Konuştukça, çevresindeki ziyaretçiler azalmış. Birkaç gün sonra ise, kendi söylediklerini yine kendisinin dinlediğini fark etmiş.
Ya faydalı bir söz et ya da sus demiş atalarımız.
Biz de bilip bilmeden, sizlerle bu sayfalarda konuşur gibi yazıyoruz.
Ziyaretçi sayılarımız azaldıkça, yukarıdaki örnek yazı aklımıza geliyor.
Hakkınızı helal edin. Sayfanın burasına kadar okudunuz. Demekki biraz meraklısınız.
Öyleyse bize destek olun. Beğeni ve yorumlarınızı beklerim.

2 yorum:


  1. BİR MİLYON DOSTUMUZ OLSUN...
    SEVGİLİ DOSTLAR BU SAYFALARDA SİZLERLE SOHBET ETMEK İSTİYORUM. SIRADAN BİR İNSANIM. HER DÜŞÜNCEYE AÇIK BU SAYFALAR. BİR MİLYONDAN FAZLA SEVENİMİZ, DOSTLARIMIZ OLSUN DEDİK. YUKARIDAKİ DİLEK, ANCAK SİZİN VERECEĞİNİZ DESTEK İLE GERÇEK OLACAK. DESTEK OLAMASANIZ BİLE KÖSTEK OLMAYIN. BU YAZILARA YORUM YAZIN. BU SAYFAYI BEĞENİN. ŞİMDİDEN TÜM DOSTLARA TEŞEKKÜRLER.

    YanıtlaSil
  2. SÖZ GÜMÜŞ SE, SÜKUT ALTINDIR
    Zannetmeyin gücüm bitti YORGUNUM! Zannetmeyin SUSKUNUM; Zannetmeyin artık YOKUM; Fırtınalar öncesi hep böyle DURGUNUM..! Bugün bir dergide güzel bir makale okudum. Sizinle paylaşmak istedim. Bir memlekette alim bir kişi varmış. Masal bu ya bu alim hiiiç konuşmazmış. Fakat öyle çok ziyaret edeni ve misafiri varmış ki, gelenler beraberinde getirdikleri yiyeceklerini, bu hindi gibi düşünen alimin önünde paylaşırlar. Zaman zaman alime de biraz yiyecek verirlermiş. Bu eşsiz güzel insan da yine tek laf etmeden bu enfes yiyecekleri midesine indirirmiş. Konuşmuyor diye üzülenler varmış tabii.. kendisi de konuşmadığına çok hayıflanıyormuş. Neyse ki gelen ziyaretçilerin içinde var olan vaizler bu boşluğu dolduruyorlarmış. Her konuda bilgi sahibi olan bu ziyaretçileri dinledikçe, alimin de iştahı kabarmış. Artık konuşmalıyım. Susmakla bir şeyler anlattım mı? Öyleyse konuşarak bu insanlara faydalı olayım, diye düşünmüş. Sesinin var gücüyle konuşmuş. Konuştukça, çevresindeki ziyaretçiler azalmış. Birkaç gün sonra ise, kendi söylediklerini yine kendisinin dinlediğini fark etmiş.
    Ya faydalı bir söz et ya da sus demiş atalarımız.
    Biz de bilip bilmeden, sizlerle bu sayfalarda konuşur gibi yazıyoruz.
    Ziyaretçi sayılarımız azaldıkça, yukarıdaki örnek yazı aklımıza geliyor.
    Hakkınızı helal edin. Sayfanın burasına kadar okudunuz.
    Demek ki biraz meraklısınız.
    Öyleyse bize destek olun. Beğeni ve yorumlarınızı beklerim

    HERŞEY BİR OKUYUCU DAHA KAZANABİLMEK İÇİNDİR.


    SİZLERE BU SAYFALARDA, SEVGİ VE DOSTLUĞUN ÖN PLANDA TUTULDUĞU MAKALELER, YAZACAĞIM. YAZILARIM, KAYNAK GÖSTERİLEREK YAYINLANABİLİR.. DOSTLARIMA SELAM OLSUN. SİZLERLE SOHBET ETMEK İSTİYORUM.
    BU SAYFA, HER DÜŞÜNCEYE AÇIK.
    DESTEK OLUN.
    YORUM YAZIN.
    BEĞENİN.
    TÜM DOSTLARA TEŞEKKÜRLER.

    YanıtlaSil