http://geceyibeyazlatannur.blogspot.com.tr/

29 Haziran 2015 Pazartesi

BİR MİLYON HEDEFE DAHA ÇOK VAR





BİR MİLYON DOSTUMUZ OLSUN


DİYE BAŞLADIM
.
BİR MİLYON HEDEFE DAHA ÇOK VAR

.
BU RAKAMA ULAŞMAK İÇİN SE YARDIMLARINIZA 

İHTİYACIMIZ VAR.

BİR MİLYON DOSTUMUZ OLSUN

Hayatımızın kalitesi, hayatımızı
paylaştığımız insanların kalitesiyle artar. Onun için sadece kendimizi düşünmemeliyiz.
Çevremizde bir ışık olmalıyız.
Işık değilsek, Güneş gibi faydalı ve ışık saçan önderleri bulmalıyız.
Türkiye’nin ilerlemesi, bilgi sahibi vatandaşlarımızın varlığı
ile mümkün olacaktır.
Ya okumalıyız. Ya okutmalıyız. Ya da okuyanlara saygı duymalıyız.
SİZLERE BU SAYFALARDA,
SEVGİ VE DOSTLUĞUN ÖN PLANDA TUTULDUĞU MAKALELER, YAZACAĞIM. DEDİM. YAZILARIM, KAYNAK GÖSTERİLEREK YAYINLANABİLİR.

DİYE DE AÇIKLAMA YAZDIM. FAKAT ŞİMDİ ELVEDA DİYORUM.
HOŞ VE ESEN KALIN. HAKKINIZI HELAL EDİN.

HASAN GÜLER

26 Haziran 2015 Cuma

BU SAYFA SERBEST KÜRSÜ

Serbest Sayfa

Bu sayfalardaki yazılara menfi ya da müspet anlamda katkı yapan yorumlar alıyorum.
Çok teşekkürler ederim.
Bu sayfa serbest kürsü.
Yazılara  yorum yazabilirsiniz. Sadece menfi ya da müspet düşüncelerinizi ve bir adabı muaşeret kuralları içinde yazabilirsiniz. 


Hakaret içeren. Horlayıcı.

Kendilerini kaf dağında görüp de 
bu sayfalara her türlü  ölçüsüz kelimelerle yorum yazmayı deneyen bir anlayışta olmayınız.   …. Yani  görgüsüz yorumlar yazmayınız. Biz de size göre görgüsüz olabiliriz. Doğru olabilir. Belki  siz  de yerden göğe kadar haklısınız.

Bu mübarek Ramazan günü:

Allahu Teala bu yazıyı okuyan herkese sıhhat 

versin.

    Bu yazıyı okuyan ve yorumlar yazanların

 duaları makbul olsun.  


Allahu Teala bu yazıyı okuyan herkese sıhhat versin.
Bu yazıyı okuyan herkesin duaları makbul, işleri hayırlı, paraları bereketli olsun.
Allahu Teala bu yazıyı okuyamayanlara dahi, iyilikler versin. Amin.
Bu yazıyı okuyan herkesten de bizler dua bekliyoruz.

Memleketimiz için, Müslümanlar için,

 tüm insanlar için 

dualarınızı bekleriz, efendim. 
  
Bildiğim bir şey varsa o da hiçbirşey bilmediğimdir.
Yazdıklarıma yorum yazarak sayfa sahibini ve bu sayfayı takip edenleri aydınlatabilirsiniz.
Size çok teşekkür ederim.
Fakat çözümleri de söyleyin.
Kemal kılıçdaroğlu ya da Devlet bey ile bu iş zaten yürümez değil mi.
Dört bir taraf düşman.
Asırlardır böyle.
İkinci Dünya savaşına girmedik. 12 adayı kaybettik.
Kıbrısta savaş kazandık.
O zamandan bu yana ekonomimiz berbat.
Şimdi de Suriye’ye girmemiz için kışkırtıyorlar.
Yapmayalım.
Sadece kendi topraklarımızı savunalım.
Sadece ilimde ileri olalım.
Sadece sevgi dolu olalım.
Sadece yardımcı olalım birbirimize…
İnsanlarımızı inanan inanmayan benden benden değil diye ayırmayalım.
Sevelim ülkemizi ve insanımızı.
Bu ülkeye sığınmış komşu ülke insanlarını da sevelim.
Zaten biz onlardanız onlarda bizden.
Bir imparatorluk topraklarının insanı onlar tıpkı bizler gibi.
İçimizde her kökenden her inanıştan insan olabilir.
Fakat biz en önce Türk’üz.
Bayrağımız Türk bayrağı.
Devletimizin adı ise TÜRKİYE..

Kürt veya başka etnik köken kim olursa olsun onlar bizim vatandaşımızdır.
Fakat bu ülkeye sahip çıktıkları için vatandaşımızdırlar.
Sahip çıkmazlarsa KANUNLAR orada.
Kimseye ayrıcalık tanımayan bir büyük milletiz biz.
Bizler Türk olduğumuz için birbirimizi çok severiz.
Büyük Türk milletinin her ferdine saygımız var.
Yani Kendilerini Büyük Türk Milletinin ferdi gibi hisseden ya da Büyük Türk milletine hürmetli davranan her şahıs bizim özümüzdür.

peygamber efendimizin (s.a.v.) Türklerle ilgili olarak söylemiş olduğu: 

"Türkler dünyaya iki defa hükmedecek"

 hadislerinden biridir. Türkler bildiğiniz gibi Osmanlı İmparatorluğunu kurararak yüzyıllarca dünyaya hükmetmiştir. Dünya Tarihine altın harflerle adını yazdırmış. Bu nedenle her konuda hakim ve söz sahibi olmuştur. böylece islam dinini yaygınlaştırmışlar ve sahiplenmişlerdir.

bu güne baktığımızda, Türkiye son elli yılın en aktif dış politikasını gerçekleştirmektedir.
 Dünya basını da Türklerin etkili olacağına dair senaryolar üretmeye başladı.
Son İsrail örneğinde de buna
benzer öngürüler artmış durumda.
Yalnız bunun birkaç yüzyıl sonra tam anlamıyla gerçekleşeğini tahmin ediyorum.
Saygılarımla



4 Temmuz 2015 Cumartesi




23 Haziran 2015 Salı

İMAN HAKKINDA BİR YAZI



İMAN HAKKINDA BİR YAZI

AŞAĞIDAKİ YAZI HAKİKAT KİTABEVİ YAYINLARINDAN (İSLAM AHLAKI)
KİTABINDAN ALINTIDIR.

ÎMÂN BAHSİ
82 - Ey Oğul! Îmân, kalb ile inanmak demekdir.
Cebrâîl aley-hisselâm, aklı, hayâyı ve îmânı
Âdem aleyhisselâma getirdi.
Ve dedi ki, (Yâ Âdem! Allahü teâlâ hazretleri selâm eder, sana getirdiğim şu üç hediyyenin birini kabûl etsin dedi.) Âdem aleyhisselâm
aklı kabûl eyledi ve Cebrâîl aleyhisselâm, îmân ile hayâya, (siz gi-din) deyince, îmân dedi ki, (Allahü teâlâ hazretleri bana emr eyle-di ki, akl nerede ise, sen de orada ol!) Ondan sonra hayâ da aynı şekilde, Allahü teâlâ tarafından emr olunduğunu beyân ederek, herikisi, akl ile berâber Âdem aleyhisselâmda kaldılar.

Binâenaleyh Allahü teâlâ kime akl verirse, hayâ ile îmân da
onunla berâberdir.
Aklı olmıyanın ne hayâsı ve ne de îmânı bulunmaz.

Birgün Hasen-i Basrîye “rahime-hullahü teâlâ” bir kadın gelerek sordu: (Yâ imâm! Din temizliği nedir?
Din cevheri nedir?
Din hazînesi nedir?)
Hasen-i Basrî “rahmetullahi aleyh” cevâben,
(Siz söyleyin bizdinleyelim) dedi.
Kadın, (Din temizliği abdest almakdır.
Din cevheri, Allahü teâlâdan korkmak ve hayâ etmekdir.
 Din kuvveti ise,nemâzdır.
Çünki, Hak teâlâ hazretleri,
hayâ eden kulunu medh ey-lemişdir.
Din hazînesi ilmdir. Çünki, her kimin abdesti olmazsa,
 dîni temiz olmaz.
 Her kimin hayâsı olmazsa ve Allahü teâlânın kor-
kusu olmazsa, onda dînin cevheri olmaz.
Her kimin ilmi olmazsa,
dînin hazînesi olmaz) dedi.

Hasen-i Basrî “rahime-hullahü teâlâ” bu kadının sözüne hayrân olarak, hak söylediğini tasdîk eyledi.

Îmânı beş dürlü temsîl ederler:
 Îmân beş katlı bir kaleye benzer.
Birinci katı altından,
ikinci katı gümüşden,
üçüncü katı demirden,
 dördüncü katı tunçdan ve
 beşinci katı ise bakırdandır.
Bakır dediğimiz kat, edebdir.
Bir kimsenin edebi olmazsa,
 herhâlde o katdan şeytân geçer. Şâyet edebi olup, şeytânı o katdan geçirmezse, o kimsenin îmânı kurtulur.
Demir dediğimiz sünnetdir.
Tunç tabakası dediğimiz, farzdır.
Gümüş tabakası dediğimiz, ihlâsdır.
Altın tabakası dediğimiz
Allahü teâlâ hazretlerine yakınlıkdır.
 Her kimin edebi varsa,
Sünnete yol bulur,
 ihlâsı varsa
Allahü teâlânın sevgisine kavuşmağa yol bulmuş olur.

Bir kimse âdâbı gözetmezse,
 ya’nî edebi olmazsa,
 sünnete yol bulamaz.
Sünneti tutmayan kimse, farza yol bulamaz.
Farzı tutmayan da, ihlâsa yol bulamaz.
Her kim verdiğini
Allahü teâlâ hazretlerinin rızâsı için verirse
ve sevdiğini de,
Allah için severse
ve düşmanlığını da, Allah için yaparsa,
 o kimsenin îmânı temâm olur.
Ahlâkı güzel olanın da, îmânı kâmil olur.
 Îmânın alâmeti, kâfirleri kâfir oldukları için sevmemekdir.
 [Îmânı olan kimse, islâm düşmanlarını, komünistleri,
masonları, bid’at sâhiblerini sevmez.]
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimiz buyururlar
ki,
(Sizin îmânen mükemmel olanınız, ahlâken güzel olup, insanlara iyilik yapanlarınızdır.)
Zîrâ, Hak teâlâ hazretleri Kur’ân-ı ke-rîmde buyurur ki:
(Muhakkak sen yüksek bir ahlâk üzerindesin.)
Ya’nî, Allahü teâlâ hazretleri Habîbinin “sallallahü aleyhi ve sellem” ahlâkını medh eylemişdir.
Bir kimsenin ahlâkı güzel olsa,
Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” ahlâkı ile ahlâklanmış olur ve Onun yolunu tutmuş olur. Korkduğundan kurtulup, istek ve arzûlarına kavuşur ve hakîkî mü’min olmuş olur.
 Bir kimsenin aklına gayri meşrû’ bir şey gelse,
 onun harâm olduğunubilmek de îmândandır.
 Eshâb-ı kirâm “radıyallahü teâlâ anhümecma’în” sordular:
 (Yâ Resûlallah! Kalbimize fenâ şeyler gelirse ne yapalım?) Buyurdu ki:
(Kalbe iyi şey de gelir; fenâ şey de gelir.
 Fenâ şeylerin fenâ olduğunu bilmek ve anlamak da îmândandır.)
83 - Eğer îmânın kâmil olmasını istersen,
kendini müslimânlardan yüksek görme!
 Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sel-lem”
buyurdular ki:
(Bir kişi îmânının kemâlini isterse, kendine insâf versin
[ya’nî tevâzu’ üzere hareket eylesin]
ve fakîr olduğu hâlde sadaka versin!
Bu iki huy, îmânı kâmil derecesine yükseltir.