http://geceyibeyazlatannur.blogspot.com.tr/

31 Ağustos 2015 Pazartesi

1 KASIM SEÇİMLERİNİN ANALİZİ

1 KASIM SEÇİMLERİNDEN ÖNCE BİR YAZI




Sevgili Dostlar Yorumlarınızla, Önerilerinizle bu makalelere can gelecektir. BİR DAVAYI DERT EDİNDİM. . İNSANLARIN DÜŞÜNCELERİYLE, HEMDERT OLACAĞIM. BU DERT ORTAKLIĞI İLE, BAŞLAYAN DOSTLUKLARA YELKEN AÇAN BİR GEMİ OLACAK BU SAYFALAR.

DÜNYAMIZ EKONOMİK BİR KRİZ YAŞIYOR.


BU YIL IMF BAŞKANI, BİR İTİRAF DA BULUNDU.


"Dünya nimetleri birçok ülkede hakkaniyetle paylaşılmıyor."
DÜNYADAKİ NİMETLERİN TAMAMINA YAKINI, SADECE BİR AVUÇ İNSAN TARAFINDAN ELDE TUTULUYOR." dedi ve ekledi: "MİLYARLARCA İNSAN SEFALET İÇİNDEYKEN, DÜNYA NÜFUSUNUN YÜZDE BİRİ BOLLUK İÇİNDE YAŞIYOR"




Bir iki lider bu sözden etkilendi ve ülkesindeki insanların gelirlerini artırmak ve hakça paylaşılmasını sağlamak için girişimlerde bulundular.

Örneğin; Japonya ve İngiltere Başbakanları maaş ve ücretlerin artırılması için talimat verdiler. Geri kalan siyasetçiler ise bu sözü üzerlerine dahi almadılar.


           Zengin ile fakir arasında uçurum büyüyor


Dünya’nın toplam nüfusu 7 milyar. Tahmin edilen toplam servet ise 241 trilyon Dolar. Bunun 110 trilyon Dolar’lık kısmı, sadece en zengin %1 in elinde bulunuyor.Umutsuzca sorular soruluyor. Çoğu zaman cevap verecek muhatap da bulamıyoruz. Ülkemizde de böylesine refah yaşayan, ne kadar insan var? Bu zemginler fakirin daha da fakir olmasından başka bir düşüncelere sahip miler? Kızlarını kendileri gibi zengine verirler. Oğullarını da zengin kızlarla evlendirirler. Fakirlere tepeden bakarlar. Yardımsever değildirler. İçlerinde sıradışı bir iki insan çıkacak olsa, kısa zamanda o düşünce sahiplerini pişman ederler. Bir de bakarız ki, bu yardımsever insanlar servetlerinin önemli bir bölümünü kaybetmişler.
nyayı nasıl yeniden şekillendirecekler? Yeni bir şekilden toplum, siyaset ve iş dünyası için ne gibi adalet elde edilecek? Büyük lokma yutmaya alışık olanlar, verecekleri büyük sözleri tutabilecek mi?



Dünyayı hep aynı siyasetçiler idare etmektedir. Bu duruma son verecek bir girişimi önlemek için ellerinden geleni yaparlar.


 
Dünyayı yönetenler de, dünyanın zenginleri tarafından destek görenlerdir. Bu gidişe dur diyebilen, Haklı olarak, halkı arkasından sürükleyen siyaset ve liderler de vardır. Fakat bu değişim önderlerine karşı, amansız bir savaş içinde olanlar da vardır.
Hatta kendi ülkemizde dahi, halkın liderliğini yapacak ve haklının yanında olacak insanlarımız, şaibeli bir kaza sonucu ya da direk olarak suikast yapılarak hunharca katlediliyor.
İnsanlar can derdine düşmüş gibiler.
Atalarımız, önce sağlık derler.
İşte bu söz, bizim ülkemizde yanlış anlaşılmışa benziyor.
 Siyasi liderlerimizi elbette, koruyacağız.
Fakat onlar da bizler için her fedakarlığı yapmalılar.
Bizim ülkemizde ve başka diğer ülkelerde de olsun, 
HALKI İÇİN MÜCADELE EDENLERE KAHRAMAN GÖZÜYLE BAKILMALIDIR.
Siyasi bir hareketin lideri, muhalifleri tarafından dahi, hürmet görebilmelidir.
Bir ülkeye DEMOKRASİ geldi, diye sevinirken, bir de bakmışız, DEMOKRASİYİ getirenler tu kaka oluvermişler.
Ülkemizde de hep aynısı oldu. Adnan Menderes:"HALKIMA GÜVENİYORUM. İNSANLAR  MUTLU VE ZENGİN OLMALI." dediği için idam edildi. Keza Turgut Özal, yaşadığı dönemde Türkiyeye her alanda çağ allattığı halde, halkımızın önünde küçük düşürülmek istendi. Ölümü şaibelidir. Sayın Turgut Özal'dan sonra memleket bir kaos ortamına sürüklendi. Siyasi hakimiyeti derin devlet ele aldı.
Sevgili Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan için de yurt içinden ve yurt dışından karalama kampanyaları çıkarıldı.
Ülkemizin zenginliğini ellerinde tutanlar, başbakanı ve hükümeti beğenmiyorlar. Dünyanın zengin ülkelerinin yöneticileri de aynı şekilde bir terane tutturdular. Büyük Millet Meclisinin çıkardığı kanunlara dahi karışıyorlar.
Sevgili okuyucu, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan sadece ülkemizde değil, dünya üzerinde de umut olarak karşılanıyor.


2015 genel seçimleri Türkiyenin kaderini belirlemenin yanında, tüm dünyadaki halkların iyi yönetilmesine ışık olacaktır.
2015 genel seçimlerinden sonra, ülkemiz ve dünya ya DEMOKRASİ VE BOLLUK diyecek ya da DİKTATÖRLÜK VE SEFALET....
 BU makaleyi şu güzel cümle ile bitirmek istiyorum.
Vatandaş oy verirken, dilediği partiyi seçme hakkına sahiptir.
Fakat gerek İKTİDAR partisi gerekse MUHALEFET partileri;
ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERE VATANDAŞI RAHATLATACAK BİR PROGRAM SUNMALIDIRLAR.
Çalışanlar için bazı haklar getirilmelidir.
Mesela prim günleri dolduğu halde, yaşa takılanlara hakları verilmelidir.
Devlete ve bankalara borçları olanlara, yeniden yapılandırma yapılmalıdır.
Bilhassa, kredi kart borcu mağdurlarına çare bulunmalıdır.
Seçmenimiz ise, seçimlerde tercihini hissi değil gerçekçi kullanmalıdır.
ZENGİNİ DAHA ZENGİN, ORTA HALLİYİ FAKİR, FAKİRİ İSE YOKSUL YAPAN BİR ANLAYIŞA OY VERİLMEMELİDİR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder