ÇARŞININ AĞASI VAR

BEHLÜL DANA : 

Halife Harun Reşit zamanında yaşamış, bir meczup. Bugünkü deyimiyle kula kulluk etmeyen, sözünü hiç sakınmadan söyleyen bir ADAM.

ÇARŞININ AĞASI VAR

 Halife Harun Reşit  Behlül Dânâ'ya bir büyük anahtar verir. 

"-Ey Behlül seni Bağdat çarşısının ağası yaptım, çarşıya çeki düzen ver." 

 O zaman da en önemli gıda ekmektir. 

Önce tam köşe başında ve gösterişli bir fırına gider. Ekmekleri tartar,  hepsinin gramajı noksandır. Fırıncıya sorar “Nasıl işler der bereketli mi?” Fırıncı “yok der ne sattığımın ne kazandığımın bereketi var.” "Evde hanım ve çocuklar hasta, paralar hekime gidiyor." Bu sefer sokak içinde küçük bir fırına gider.

 Oradaki ekmekleri tarttığında tümünün fazla fazla olduğunu görür. Aynı soruyu sorduğunda fırıncı “Çok şükür der işlerim de iyi kazancım da” der. 

Bunun üzerine Behlül-ü Dânâ Halifeye gider 

ve anahtarı da teslim eder. 

Halife soran gözlerle Behlül Dânâ'ya bakınca,  cevap verir. "Çarşının ağası  var. Başka bir ağaya gerek yok. Hem cezayı hem ödülü usulüne göre verip düzeni sağlıyor." 

Evet çarşının ağası elbette var. Allahu Teala müslüman olmasalar bile, dürüst  olan insanlara bu dünyada rahatlık veriyor. Örnek, batı insanı çok çalışkan, yeni yeni buluşlar yapıyor. Onların içinde bulunduğu ülkenin insanları da rahat ediyor. Allahu Teala İman Sahibi, Müslüman ve dürüst olanlara ise hem bu dünyada hem ahirette rahatlık veriyor.

 Bizler de diğer ülke insanları gibi, faydalı buluşlar yapalım. Hem ülkemiz, hem de insanlarımız zenginleşsin.

Gelelim şimdiki zamanımızdaki EKMEK meselesine....

Farkında mısınız? Ekmeğe zam geldi. BİM MAĞAZALARINDA ve buna benzer başka marketlerde Ekmek yetmiş kuruştu. Başka yerlerde ise, yüz kuruştan satılıyordu. Şimdi 115 kuruş oldu. Heryerde aynı fiyata satılıyor. Yani yetmiş kuruş yerine yüzonbeş kuruş ödüyoruz. Niye böyle oldu? dediğimizde, ekmekte tek fiyat uygulaması var, diyorlar.

İHE, yani İstanbul Halk Ekmek ise: altmış kuruş...

Bir komşumuzun hergün on adet halk ekmek aldığını görüyorum. Hani enflasyon yüzde üç dü..

 İnsan sadece ekmekte oynanan oyunları görünce,  

Behlül Dânâ gibi çarşının ağası olsa diyesi geliyor.

Aşağıda Behlül Dânâ'dan bir menkıbe daha var.

NAMAZ KILANLARI YEMEĞE DAVET ET

Halife Harun Reşit, Behlül Dânâ'ya: "Bu akşam camide namaz kılanları yemeğe alacağım. Sana zahmet akşam namazına git de namaz kılanları getir, yemek yesinler." der. Behlül camiye gider ve namazdan sonra yanında iki kişiyle döner. Halife: "Camiye sadece bunlar mı gelmişti, başka kimse yok muydu?" diye sorar. Behlül: "Vardı. Hem de cami doluydu." Halife: "Eee! Onları niye getirmedin?" Behlül: "Sen "Camiye gelenleri getir." demedin. "Namaz kılanları getir." dedin. "Bu ikisi haricindekiler, güya namaz kılıyorlardı. Aslında kiminin aklında çocuğu, kiminin düşüncesinde hanımı, kiminin zihninde paracıkları vardı. 

Namaz kılan sadece bu ikisiydi." Ben de onları getirdim.

Şimdi kendimize bir öz eleştiri yapalım. 
Camiiler zaten boş. 

İçinde namaz kılanlar ise, kimbilir neler düşünmekteler.

Onun için müslümanlar geri kaldılar. Çünkü müslüman gibi yaşamıyorlar. Batılı gibi sefa içindeler. 

Doğulu gibi tembeller. Vur patlasın, çal oynasın teranesi içindeler.

Aşağıdaki resimdeki yazılanları haykırasım geliyor....