http://geceyibeyazlatannur.blogspot.com.tr/

21 Nisan 2015 Salı

FARKINA VARANLAR İÇİN YAZDIM



Sevgili Blok Okuyucusu

Sevgili Dost:

UNUTMA Kİ

Renk renk açan güllerin, herbirinin  sapında, dikeni var.

Ağzında bal olan arının, kuyruğunda iğnesi var.

Yumuşak huylu atın, beklenmeyen tekmesi var.

Ya sabır, Ya sabır diyoruz, sabrın da bitmesi var.

Ey okuyucu, bu yazıyı okuyanların, çok güzel ülkesi var.

Bu ülke insanları, artık hakikatı anladı.

Bu kucaklaşmadan sonra, sevinçle gülmesi var.

Bu yazıyı okuyanların da, bize diyesi var.

AŞAĞIDAKİ YAZI BİR AYDINLANMA OLARAK OKUYACAĞINIZI UMUYORUM

FARKINDA OLMAK


Bazı şeylerin ne manaya geldiğinin farkında mıyız? Farkında olmak ne demek? Önce bu soruya açıklama getirelim.


Görülmesi veya bilinmesi gereken şeylerden haberi bulunmak, kavranması gereken bir şeye dikkat etmek.


Okul yıllarımızdan itibaren çevremizde birşeyler olup, duruyor. Bu olanları yorumladığımızda aklımız karışıveriyor. Özgürlükler, söz sahibi olmalar, akıl sahipleri ve daha bir sürü ağır anlam taşıyan söz ve cümlelerin boşuna öğretildiği fikrine kapılıyoruz.


Başbakanlarımız idare etmemiş bizleri.. Hatta Padişahlarımız dahi bizi yönetememişler.. Büyük devletlerin politikacıları dahi kendi ülkelerinin sahibi olmamamışlar.  Dünyaya hakim olan sistemler varmış. Eğer o sistemleri savunursan rahat edermişsin. Yoksa !!!!


Ne olur ki demeyin?   Darbeler olur. Savaşlar olur. İnsanlar zahmet çekerler. Yürüyen tekere çomak sokanlara çok kızar bunlar..


Seçim, partiler, demokrasi hepsi hepsi yalan… Sadece bu söz sahiblerinin dediği olur.


Bu İktidar Sahipleri Tüm Dünyayı avuçları içine almışlardır.


Bir çocuk daha ilkokuldayken ona sahip çıkarlar. Bu üstün zekalı çocuk onlar tarafından bedava okutulur. Kendi ülkesinde baş olur. Ya doktorların, ya mühendislerin, ya politikacıların.. Ülke içinde tabii ki de DÜNYA Üzerinde de bunlar çoğunluktadır.


Bunlar kendilerini bildikleri gibi, başka ülkelerdeki kendi gibi olanları da bilirler…


Amaçları dünyadaki tüm insanları rahat yaşatmaktır. Önlerine çıkan muhalefeti ise, cahillikle suçlayıp, yok ederler. Bu herkesi güya rahat ettiren üstün insanlara dur demenin zamanı geldi. Vicdanımıza hükmedelim. Beni benden iyi rahat ettirecek kim olabilir. Böyle kimseler yoktur. Onlar sistemlerini bir virüs gibi bulaştırmaya devam edebilirler. Bizler ya bu virüslere karşı bir bir DOKTOR ya da doktorları savunan kişiler olalım. Ya böyle insanlara baş kaldıralım. Ya baş kaldıranlara yardım edelim. Ya da  yardım edemiyorsak, karşılarında olmayalım. Tek tek fertlerin özgürlüğüne müsaede eden bir düşünceye meyilli olalım. Artık kanunları Anayasaları velhasıl bizi ilgilendiren önemli düzenlemeleri darbeciler ve diktatörler yapamasın. Biz ve bizim temsilcilerimiz yepyeni bir ANAYASA yapalım. Tüm Dünya bizim farkımıza varsın.


Bir kişinin tayin ettiği insanları seçim günü gidip onaylamayalım. Gerçek demokrasi için, dar bölge sistemi getirilmelidir. Tıpkı Mahalle Muhtarları gibi her mahalleden tanınmış ve kendi özgüvenini kanıtlamış insanlar önce bağımsız olarak seçilmeli, daha sonra bu seçilenlerin oluşturduğu mecliste ANAYASA hazırlanmalı ve bu seçilen kişiler kendi siyasi görüşü ne ise ona göre bir araya gelip, partileşerek hükümeti kurmalıdırlar..


Bu yepyeni sistemi anlatabilecek kadar üstün zekalı değilim. Fakat ülkemizde siyasete bir format gerekiyor. Büyük devletlerin tayin ettikleri kişiler tarafından yönetilmek istemiyoruz. Kendimizin seçtiği politikacılar tarafından idare edilmek en büyük arzumuzdur.


Bunun farkında olanlardan yorumlar bekliyorum..
Aşağıya bir güzel söz yazdım.

Bir kimse kendini övmeye başlarsa, değeri düşer.

1 yorum: